GİRİŞ

 

Astronomi; üzerinde yaşadığımız gezegenden, teknolojimiz arttıkça ulaşabildiğimiz en uzak noktalarına kadar gözlenebilen Evren’le ilgili verilerin toplandığı, aralarında ilişkiler kurulduğu ve yorumlandığı bilimsel bir bilimdir.

 

Gerek araştırma konusu olan nesneler, gerekse kullanmış olduğu yöntemler bakımından diğer temel bilim dalları ile ayrılmaz bir birliktelik içinde üstelik en eskisidir. Astronomi yeryüzünde ulaşılamayacak konuları sağlayan ve tüm temel bilim dallarının yararlanabileceği devasa bir laboratuar olan evren üzerinde çalışır.

 

İlköğretim ve liselerde astronomi bilgilerinin fen derslerine katkıları çok önemlidir. Astronomiye ilgisi artan öğrenci temel bilimleri sorgulamakta, kendisine öğretilenlerin yanı sıra kendi öğrenmek istediği konularda da araştırmaya yönelmektedir. Astronomiyi öğrenenler bilgiye ezber yoluyla değil, araştırarak ve kavrayarak ulaşmaktadır.

 

Bu konuda ülkemizdeki bugüne kadar yapılmış olan gözlemevi çalışmalarını literatürden derlenen bilgilerle gözden geçirmenin yararlı olacağı kanısındayız:

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi; her ne kadar Cumhuriyet Türkiye’sinde çağdaş anlamda gökbilim çalışmaları, büyük Atatürk’ün 1933 üniversite reformu ile başladıysa da tarihsel süreç göz önünde bulundurulduğunda, amacı meteoroloji, sismik ölçümler ve saat ayarı vermek olan ve 1868 yılında Rasathane-i Amire adıyla İstanbul Pera caddesinde (Beyoğlu) Fransız mühendis Aristidi Coumbarry ve Salih Zeki tarafından kuruldu. Bu gözlemevinden öncelikle söz etmek gerekir. Söz konusu gözlem evi 1910 yılında Fatin Gökmen tarafından Çengelköy’deki İcadiye tepesine taşınmış, 1928 yılında adı "Maarif Vekâleti Heyet ve Fiziki Arzi İstanbul Rasathanesi", 1936 yılında "Milli Eğitim Bakanlığı Kandilli Rasathanesi" olmuş ve 1982 yılında Boğaziçi Üniversitesine devredilerek, "Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü" adını almıştır. Gözlem evinde halen, 20 cm çaplı dürbün kullanılarak yapılan güneş gözlemleri ile astronomi çalışmaları devam etmekte olup, ayrıca optik laboratuarı ve zaman servisi de çalışmalarını sürdürmektedir.

 

İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ve Gözlemevi ise 1933 üniversite reformu ile beraber, İstanbul üniversitesinin Beyazıt’taki bahçesi içinde Ord. Prof. Dr Findlay Freudlich tarafından, "Astronomi Enstitüsü" adıyla ilk çağdaş gökbilim eğitimi öğretimi veren bölümdür. 1936 yılında da 30 cm çaplı teleskop ve kubbenin getirilip yerine yerleştirilmesi ile "Üniversite Observatuarı" adıyla gözlemevi kurulmuştur. Bu yıllarda başlayan günesin fotosfer ve kromosfer gözlemleri hala sürmektedir. Kuruluşun ilk yıllarında enstitünün "küresel astronomi, gök mekaniği ve astrofizik" dersleri verilmiş, 1938 yılında bazı ünlü Alman bilim insanlarının katılımıyla dünyaca ünlü bir merkez haline gelmiştir.

 

 

aug_14.JPGAnkara üniversitesi astronomi ve uzay bilimleri bolumu ve gözlemevi de 1944 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi bünyesinde, Prof Dr Tevfik Okyay Kabakçıoğlu tarafından" astronomi kürsüsü" faaliyete geçirilmiş, 1953 yılında Prof Dr E. A. Kreiken kürsü başkanı olmuş, 1963 yılında Ahlatlıbel’de "Ankara Üniversitesi Gözlemevi" kurulmuştur. Özellikle 1976 yılından başlayarak fotoelektrik fotometri çalışmaları ile bolum ve gözlem evi Uluslararası yayın yönünden büyük atılım yapmış, Trieste Gözlemevi ile yıldız spektroskopisi alanında ortak çalışmalar sürdürülmüş ve araştırma alanları daha zenginleşmiştir. Gözlem evinden halen 30 cm çaplı Maksutov-Cassegrian, 15 cm çaplı Zeiss-Coude ve 30 cm çaplı Cassegrian teleskoplarla gözlemler sürdürülmektedir. Birinci teleskop fotometrik çalışmalar için, ikinci teleskopsa güneş leke gözlemleri ve halk günleri için kullanılmaktadır. Üniversitede 4 yıllık lisans öğrenimin ve yüksek lisans ve doktora programları mevcut olup çift yıldızların fotometrisi ve spektroskopisi, yıldız spektroskopisi ve yıldız evrimi konularında çalışmalar yapılmaktadır.

51.jpg

Ege Üniversitesi astronomi ve uzay bilimleri bolumu ve gözlemevi de Prof. Dr Abdullah Kızılırmak, 1963 yılında, Ege Üniversitesi Fen Fakültesinde Astronomi Kürsüsünü ve 1965 yılında da "Ege Üniversitesi Gözlem Evini" kurmuştur. 1967 yılında gözlemevinde 48 cm çaplı teleskop kullanıma alınmış ve günümüze değin bu teleskop ve daha sonra 30 cm ve 35 cm çaplı iki ayrı teleskopla yapılan fotometrik gözlemler çok sayıda uluslararası proje ve yayın sağlamıştır. Halen lisans ve yüksek lisans yapılabilmektedir. Bolümde "değişen yıldızların fotometrik incelemesi, yıldız modelleri ve kozmoloji" alanlarında araştırmalar yapılmaktadır. Gözlemevi bilimsel amaçlı gözlemler yanında, 1996 yılından buyana yaz aylarında dönemler halinde halka yönelik astronomi yaz okulları da düzenlenmektedir.

 

Orta Doğu Teknik Üniversitesinde 1968 yılında ODTU Fizik Bölümü içerisinde önce Prof. Dr. Dilhan Eryurt daha sonra 1970 yılında Prof. Dr. Hakkı Ögelman, astrofizik çalışmalarına başlamış ve 1982 yılından itibaren de "astrofizik anabilim dalı" adıyla "yıldızların evrimi ve modelleri, yüksek enerji astrofiziği ve değişen yıldızlar" alanında çalışmalar sürmektedir. Daha sonra katılan diğer öğretim üyeleri ile artan kadro sayesinde lisans ve yüksek lisans yapılabilmektedir. ODTU kampüsü içerisine kurulmuş olan küçük bir gözlem evi eğitim amaçlı kullanılmaktadır.

 

Çukurova üniversitesi gözlemevi de 1976 yılında Çukurova Üniversitesi fen edebiyat fakültesi fizik bölümü içinde astrofizik çalışmaları Prof. Dr. Hakkı Ögelman tarafından başlatılmıştır. Fizik bolümü içersinde "yıldızlararası uzay, yüksek enerji astrofiziği, güneş enerjisi, uzaktan algılama ve giriş "alanlarında araştırmalar sürdürülmektedir. 1990 yılında, uzay bilimleri ve güneş enerjisi araştırma ve uygulama merkezi (Uzaymer) kurulmuş, 1994 yılından itibaren de 20 cm çaplı bir teleskopla bu merkezde astronomik gözlemler başlatılmıştır.2003yılında bu teleskop 30cm çaplı yeni bir teleskopla değiştirilmiş ve CCD kamera kullanılarak gözlemlere devam edilmektedir.

 

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi astrofizik araştırma merkezi ve gözlem evi (ÇAAM) ise 2001 yılında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi bünyesinde Prof Dr Osman Demircan tarafından kurulan ÇAAM de çift yıldızlar, kozmoloji, genel rölativite ve matematiksel fizik konusunda araştırmalar yapılmaktadır. Gözlem evinde 30 ve 40 cim’lik iki adet Meade-LX200 Cassegren Schmidt teleskop, bir adet SSP-5 fotoelektrik fotometre ve bunu destekleyen ST-237 model CCD kamera ile bilimsel amaçlı fotometrik gözlemler yapılamakta, halka yönelik etkinlikler için de 10 cm çaplı 1 adet Newtonian teleskop kullanılmaktadır. Halen lisans ve yüksek lisans yapılabilmektedir.

 

TÜBİTAK  Ulusal Gözlemevi (TUG) - Antalya Bakırlıtepe’de kurulan gözlemevi Türkiye’nin eksikliğini hissettiği bir ihtiyaçtı. Ulusal bir gözlemevi kurma fikri ilk olarak 1960'lı yıllarda ortaya atılmıştır. Bu amaçla 1979 yılında TÜBİTAK bünyesinde uzay bilimleri araştırma ünitesi kuruldu. 1983'te ise TÜBİTAK' a bağlı bir güdümlü proje oluşturuldu. " ulusal gözlemevi projesi " adlı projeye üniversiteler de etkin olarak katıldı. Çeşitli üniversitelerden seçilen yedi araştırmacı, projenin yürütücülüğünü üstlendi ve yer seçimi çalışmaları başladı. İyi bir gözlem yerinin açık gece sayısı çok, üstündeki atmosferin temiz ve kararlı, gökyüzü karanlık, tv ve radyo yayınlarından uzak, gelecekte ışık ve hava kirlenmesi olasılığı az, deprem kuşaklarından uzak olması gerekiyordu. Bu koşullar, en iyi yüksek dağ tepelerinde sağlanabilirdi. Bu koşulları sağlayan en iyi yerleri bulmak için Devlet Meteoroloji (DMİ) Genel Müdürlüğünde uzun yılları kapsayan meteoroloji verileri ve uydu görüntüleri tarandı. Bulutluluk, nispi nem, sis, rüzgar hızı bakımından en uygun bölgenin güneybatı Anadolu ve güneydoğu Anadolu olduğu anlaşıldı. Yörelere inceleme gezileri düzenlendi. 17 dağ arasından 4 aday dağ seçildi. Bunlar; Kurdu (1612m - Muğla), Bozdağ (2159m - Ödemiş), Bakırlıtepe (2547m - Antalya), Nemrut (2100m - Adıyaman)’dır. Seçilen bu aday dağlarda ikişer üçer eş zamanlı olarak, nemrut dağında bir, diğerlerinde iki gözlem mevsimi gözlem yapılmıştır. Bulutluluk, sıcaklık, nispi nem, rüzgâr hızı ve yönü, astronomik görüşün günlük, aylık ve yıllık değişimleri incelendi ve dağlar birbirleri ile karşılaştırıldı. Bir optik gözlemevinin iyiliğinin en önemli iki göstergesinden birisi astronomik görüş, diğeri açık gece sayısının fazlalığıdır.

 

Bütün bu koşullar sonucu aday dağlar içerisinden Bakırlıtepe seçildi. Bakırlıtepe'nin; mayıs-ekim ayları arasında gecelerin % 20 sinde astronomik görüş 1,0 açı seviyesinden küçük, gecelerin % 65 inde 1,5 açı seviyesinden küçüktür. Açık gece sayısı; haziran- ekim aylarında gecelerin % 90, Kasım - Mayıs ayları arasında gecelerin % 50 sinde gök açıktır. Bakırlıtepe, Antalya'ya 50 km uzaklıkta Saklıkent'ten 650 m, deniz seviyesinden 2550 m yükseklikte bir dağdır. TÜBİTAK ulusal gözlemevinde iki teleskop bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Hollanda Utrecht Üniversitesi'nin % 20 gözlem zamanı karşılığı teklif ettiği 40cm çaplı teleskop, ikincisi ise Rusya Federasyonu Tataristan Kazan Üniversitesi'nin % 60 gözlem zamanı karşılığı teklif ettiği 150cm çaplı teleskoptur. 40cm'lik teleskopun montajı Eylül 96'da, 150cm'lik teleskopun montajı temmuz 97'de tamamlanmıştır. TUG' da ilk gözlem 17/18 Ocak 1997 gecesi yapıldı. 9 saatten fazla süren gözlemde W UMa olarak adlandırılan bir çift yıldızın ışık eğrisi, ayrıca Bakırlıtepe’nin üzerindeki atmosfer katmanının sönümleme katsayıları elde edildi. Temmuz ayında 150cm'lik teleskopun montajının başarıyla gerçekleşmesi sonucu, ilk keşif haberi geldi. Şubat 97'de gözlemi yapılan ve şimdiye kadar tek olduğu bilinen bir yıldızın aslında bir örten çift yıldız olduğu belirlendi. BD+381005 olarak adlandırılan bu yıldızın örten çift yıldız olduğu kesinlik kazanınca uluslararası astronomi birliği'nin 4475 sayılı değişen yıldızlar bülteni tarafından bilim dünyasına duyuruldu.